Hamile kalmaya calisirken yasamin 4 tane 7 gunden ibaret oluyor (ortalama olarak). Ilk 7, o dortluk icinde en etkisizi. Regl oluyorsun, onun bitmesini bekliyorsun, o kadar. Sonraki 7’lik onemli, fazlaca hem de. Aktivitenin tamami o 7’likte gerceklesiyor. Yumurtlama belirtilerini takip ediyorsun, baby dance aktivitelerini ayarlamaya calisiyorsun, stres oluyorsun, sinirli oluyorsun. Pirrr diye geciyor o 7’lik. Son iki 7’likse tam bir bekleme iskencesi. Sicaklik olcumlerinden tut da, vucudundaki en kucuk bir segirmeye kadar her turlu belirtiyi degerlendirme, stres olma, umutlu olma, umutsuz olma, bosverme, bosverememe…Her duyguyu o iki 7’lige sigdiriyorsun.7’likler bitince, ya basa, ya da baska bi yola…
Belirsizlik icinde olmak cok zor. Umutsuz olmak cok daha zor. Hayatimin hic
bir evresinden umutla bu kadar uzak kaldigimizi hatirlamiyorum. Ben ki hep
kendimi pozitif dusuncelerle cevreler, kotuleri uzaklastiririm, bu defa
yapamiyorum. Icimde hep bir korku, hep kotu bir sey olacakmis endisesi...Bir
baska endise de, fazla hisli olmam ve o hislerin gerceklesmesi. Biri dusuyor
aklima, “ya acaba soyle mi”, bi sure sonra oyle oldugunu ogrenyorum. 6. his de,
aptala malum olur de, tesaduf de... Boyle olmasi, diger endiselerimin de
gerceklesebilecegini dusundurerek daha da endiselendiriyor beni; fena donguye
girdim.
Bazen daha cok yazayim icimi dokeyim diyorum, bazen kapan icine, bunu kendi
icinde cozmelisin diyorum.
Gelgitlerden cok yoruluyorum...