Biricigim,
Koca 1 yil
gecirdik seninle, 32 yilimin en guzel yili.
30 Mayis 2015’te,
henuz 40 haftan bile dolmamisken, merakla, sabirsizlikla sana kavusmayi
bekliyordum, bekliyorduk. Her gun uzun uzun yuruyusler, pilates topunda 8
yapmalar, ananas, aci yemek gibi delilikler...Sabirsizligimi bunlarla gecirmeye
calisiyordum. 31’inde babaannen gelecekti. Baban havaalanina onu almaya
gidince, gelin kiz havama burunup, koca gobegime bakmadan evi bir guzel
derledim, topladim, temizledim. Babaannen gelince, yine uzun bir yuruyus
yaptik. Eve donunce aksam yemegine cikmadan ben yine pilates topunda zip
zipliyordum. Aslinda artik en rahat oturdugum yer orasiydi. Yemek icin
hazirlanirken fark ettim nisan denilen seyin geldigini. Gayet rahatiz ama,
olabilir diyoruz, dogum hemen baslayamaz. Doktor babaanneden de bu dedigimize
onay alinca, rahat rahat yemege cikiyoruz. Yemege giderken, benim dogurmami
dort gozle bekleyen Pavia esnafi ‘patlayacaksin, dogur artik, bak dolunay da
var’ diyorlar. Burada dolunayda dogurulur diye bir inanis varmis cunku.
Hamileyken alinan elbiselerimden birini giyiyorum, ‘off amma dolduruyorum bunun
icini’diyorum, ‘herhalde bu hamilelikte bir daha giymem’ J
Yemekte baban ve
babaannen karsimda oturuyorlar, biz ikimiz de masanin diger tarafinda, o kadar
buyuk yer kapliyoruz cunku. Hafif hafif kasilmalarim var, cok uzun zamandan
beri Braxton-Hicks’lerim oldugundan, yine oyle herhalde diyorum. Bildircin
ismarliyorum, hayatimda ilk kez yiyecegim, deli miyim ne? Zaten patlayacagim,
hafif bir seyler yesene! Sohbet ediyoruz, sakin sakin yiyoruz yemegimizi. Ben
kasilmalarla ilgili bir sey soylemiyorum ama bir sure sonra babaannen ‘senin
yuzun sekilden sekile giriyor’ diyor. Belli ki kasilmalar yuzumden belli oluyor, ama bir hayli uzun aralari,
yeterince duzenli de degil. Hadi eve donelim diyoruz, dokuz bucuk gibi
donuyoruz. Hemen yatalim da dinlenelim, ne olur ne olmaz. Hazirlanip yataga
girmek on bucugu buluyor. Bu arada, kasilmalarin farkli oldugunu artik
kabulleniyorum. Yatma seklimi degistirmem, kasilmalari degistirmiyor cunku!
Baban hemen bir uygulama indiriyor, takip icin. 10 dk’da 1 kasilma...Biraz
uyuyalim. Olmuyor! Cunku kasilmalar siklasiyor, yatarken pek rahat
atlatilmiyor. Gitmemiz lazim diyoruz. Burada oyle gece vakti, dur doktorumu
arayayim, diye bir sey yok. Direkt kadin dogum acile gidip, gerektiginde
bildirmek gerekiyor. Bir banyo yapayim, son rotus hazirliklari tamamlayayim,
sonra babaannene haber verip, bi hastaneye ugrayip gelelim diyoruz. Ha bu
arada, bir arabamiz yok! Taksiyle gidecegiz. Babaannene biz gidip gelelim desek
de, ikna edemiyoruz. 12’ye gelirken hastaneye dogru yollaniyoruz, tum
cantalarimizla. Takside sancilari atlatmak daha zor geliyor, surekli haraket
etme istegi duyuyorum cunku.
Bu hamileligimde,
ve bundan onceki iki dusukte, defalarca geldigim ‘Pronto Soccorso’ya, kadin
dogum acile, bu sefer fazlaca heyecanli giriyordum. Korku degil, heyecan ve yine
sabirsizlik. NST’ye baglaniyorum, kasilmalarin araliklari sıklasmis, siddeti de
iyi ama henuz basa cikamadigim bir durum degil.Diyorlar ki ‘ henuz erken,
isterseniz eve gidip, bir kac saate gelebilirsiniz’. Diyorum ki ‘biz taksiyle
geldik, artik gece yarisini gecti ve taksi kalmadi (evet, Italya’da ha deyince
taksi bulunamiyor, gece calismiyor!)’. Evle hastane cok da uzun sayilmaz,
yuruyerek eve donebiliriz diyorum, deli cesaretim karsisinda, ‘biz senin
girisini yapalim’diyorlar. Ama aktif dogum odasina degil, normal hastana
odasina aliyorlar beni. Ve yanimda kimse olmadan.
Saat gece 1
bucuk. Iki kisilik odada,sansima yalnizim. Geceligimi giyiniyorum,
hazirlaniyorum, boylelikle gelen sancilari bu mesguliyetle aktariyorum. Uyu
diyorlar ama nafile! Sanci araliklari sık, yatamiyorum, surekli odada
dolasiyorum, kendimi en rahat hissettigim pozisyonlarda sancilari atlaymaya
calisiyorum. Hastanenin 9. Katindayiz. Disarida karanlikta, bir fiskiye fark ediyorum. Dikkatimi ona
veriyorum, sanki oraya odaklanirsam, kolay atlatiyor gibiyim. Bunlari yaparken
bir sandalyeye tunemis durumdayim, simdi dusunuyorum da ne komik. Ebeler
geliyor sık sık, aciklik kontrolune. Bana gaz veriyorlar, ‘cok iyi gidiyorsun
tatlim’diyorlar. Arada bir Guney’le haberlesiyorum. Ailemize haber ediyoruz,
gecenin bir yarisi! Saat 1 bucukla, 5
bucuk arasinda zamanin nasil gectigini ancak bu kadar hatirliyorum. Havanin aydinlandigini fark ediyorum, ayni
zamanda icimdeki her seyi cikarmak istedigimi. Banyoda sacini tutacak biri
lazim bu zamanlarda! Iste tam o zaman Guney geliyor. Ebeler mi cagirdi, ben mi
istedim, nasil oldu bilmiyorum. O gelince, ebeler ‘dusa gir’ diyorlar. Ah daha once niye girmemisim. Cok rahatlatiyor
beni, sancilar siddetlenmis olsa bile. Guney’in yanimda olmasi da cok iyi
hissettiriyor tabi beni. Bulut’umuzla konustuk mu acaba o arada? Banyodan
ciktigimizda saat 6 bucuk. Aciklik kontrolu, 5 cm. Aktif dogum odasina artik
gecebilirsin diyorlar. Oh be! Odayi daha once gormustum, tavaninda mavi bir
Bulut var! Bu oda tam
tesekkullu; tavandan sarkan ip, top, ortasi bos tabure, degisik sandalyeler.
Sancilari nasil karsilamak istersen. Bana bir form doldurtuyorlar, sorulara
cevap vermekte zorlaniyorum, zaten Italyancada zorlaniyorum! Epidural
istiyorum, cok yorgunum, hic uyumadim, guc toplamam lazim diyorum. Ebe, bu
saate kadar cok iyi gelmissin, saat 9’a dogurursun diyor. Biraz gaza gelsem de,
epidurale donus yapiyorum. Sevimli bi doktor geliyor, biraz uykulu gorunuyor
gozume, korkuyorum. Ah o epiduralin takilma aninda sancilari haraket etmeden
karsilamak!!! Neyse ki, kisa bir sure sonra mutluluk! ‘La vita è bella’ diyorum
J Saat 7 bucuk. 1, 1 bucuk saat kadar
uyuyup dinleniyorum. Uyandigimda biraz bacaklarim uyusuk, kalkip odada
dolasiyorum. Guney hep NST’nin basinda. Bizim tonton iceride takiliyor, onunla
konusuyoruz arada bir. Ebe 9 gibi aciklik kontrolu yapiyor, 2 saatte hic bir
sey degismemis. Dogum yavasladi diyor. Bir an epidurali aldigima uzuluyorum. Ama
12’ye dogurursun diyorlar. Epiduralin etkisi azaldikca, sancilari karsilama
pozisyonlarina giriyorum. Hala suyum gelmedi! Ne zaman bilmiyorum ama, ebe
keseyi patlatti bi ara. Ondan sonra biraz daha ilerleme oldu. Bu saatten
sonrasi da flulasmaya basladi. Cunku sabirsiziz! Cunku merakliyiz! Cunku sancilar
geliyor! Ama Bulut kusum hala gelmiyor! 12’yi de gecti. Ebem degisti; tatli
kizdi, adini da hatirlamiyorum zaten.
Bi ara Bulut’tan
tepki alamadik, iste o zaten ilk korku. Sonra babasi Mozart acti da, uyandi :D
Ebeler gelip gidiyor, hadi dogurmadin mi diyorlar. 12’yi de gecti. Doguracaksin
bir iki saate diyorlar. Saatler geciyor. Bir sey yiyip icemedigim icin, yoruluyorum,
uyuyamiyorum da. Saat 4 oluyor. Artik ikinmak istiyorum. Once yerde deniyorum,
sonra ortasi bosluklu sandalyede, sonra dogum sandalyesinde. Kendim deniyorum,
Guney yardim ediyor, ebem gaz veriyor. Ama olmuyor! Ebenin istedigi kivama
gelemedim. Biri genc, biri kidemli iki doktor geliyor, biraz da onlar duruma
dahil oluyorlar. Artik cok yorgunum, ne diyorlar, ne konusuyorlar anlamiyorum
bile. Ikiniyorum, ikiniyorum, olmuyor. Iki ebe, iki doktora, bir de en kidemli
doktor katiliyor. Aciklik 10 cm zaten! Soyle yap, boyle yap. Saat 6 oldu.
Doktor karnina bastiracagiz diyorlar. Acilar birbirine karisiyor. Tam uc farkli
kisi, uc kez karnima bastiriyor. Guney, her kasilmada 2-3 kez beni ikindiriyor.
‘Hadi Sevgi, kafasini goruyorum’ diyor. Ama ben ikinmayi bitirdigimde, minigim
geri gidiyor, bir ileri iki geri adeta!
Cok yoruldum,
sanci falan umrumda degil. Ikinamiyorum diye agliyorum. Cikaramayacagim
diyorum. En kidemli doktor, ‘e kim cikaracak o zaman’ diyor. ‘ Hadi
yapabilirsin’. Yine deniyorum, yine deniyorum. Olmuyor! Odaya ultrason cihazi
getiriyorlar. Korkuyorum, ne oldugunu anlayamiyorum.Zaten artik Italyanca
konusamiyorum da. Guney soyle onlara, yapamayacagim diyorum. Bakiyorlar,
konusuyorlar kendi aralarinda. Bize bi aciklama yapiyorlar mi bilmiyorum, hatirlamiyorum.
En sonunda ‘dogumun bu fazi cok uzadi, sezeryan olmak ister misin?’ diyorlar.
Cok yorgunum, Guney’e karar versin diye bakiyorum. Kagitlari imzaliyoruz.
Sonra ameliyathanedeyim. Nasil geldim
bilmiyorum! Sanirim son gucumu kagitlari imzalamada kullandim. Artik bir
basimayim. Sabahki anestezi doktoru var. Benimle biraz ingilizce, biraz
italyanca konusuyor. Bana sorular soruyor. Ben agliyorum, cok. Cevap da
veriyorum. Yuzumu siliyor,gecti canim diyor. Oglum cikti mi, nolur soyleyin
diyorum, ona bir sey demiyorlar. Hic bir sey hissetmiyorum. Saat 19.49. Uzaklarda
bir bebek aglamasi duyuyorum, gur gur. Ama sanki o Bulut degilmis gibi
hissediyorum, Bulutmus. Bebegimi goreyim nolur diyorum. En sonunda basimin
ustunden bana simsiyah sacli, kucuk bir japon baligi bebegimi gosteriyorlar. Cok
agliyor. Bulut’um, bebegim diyorum ve susuyor. Hayatimin en guzel an’i! 4.1 kg,
54 cm diyorlar. Tekrar soruyorum boyutlarini! Bu kadar buyuk olacagini tahmin
etmemistim. 36. Haftada kafa boyutlarinin 40 haftalik oldugunu biliyorduk ama,
belliymis buyuk olacagi!
Sonra
goturuyorlar bebegimi ve gozumu tekrar actigimda tanimadigim baska bir
odadayim. Kimildayamiyorum. Kimse yok odada. Agliyorum. Titriyorum. Guney
geliyor. Gormus bebegimizi. Bir sorun mu var nolur bana soyle, niye goremiyorum
bebegimizi diyorum. Guney de
saskin, aglamakli. Yok bir sey, gordum oglumuzu, cok iyi diyor. Niyeyanimizda
degil anlayamiyorum. Ama zaten kafamda butunlestiremiyorum olaylari. Guney’i
cikariyorlar. Yine yalnizim, surekli sesleniyorum biri gelsin diye. Bir hemsire
geliyor sonunda, niye bebegimi goremiyorum diyorum. Atesin var, bebegine simdi
yaklasamazsin diyor. Su istiyorum vermiyor. Bebegimden sonra dusundugum ikinci
sey su cunku. Kimildayamiyorum. Bi sure sonra odama goturuyorlar. Surekli Bulutumu soruyorum. Ne
zaman gorecegim diyorum. Sonra ne zaman su icebilirim diyorum.Saatler gecmiyor,
sonra birden gece 11gibi gozlerini fal tasi gibi acmis, ebenin kollarinda
aglarken, benim sesimi duyup, yine susan bebegimi getiriyor ebe ama yine
yaklastirmiyor. Atesin dusunce diyorlar. Onu gormek bana guc veriyor. Hayatimda
bu kadar guzel bir bebek gormedim! Ayrica anne babasi bu kadar acik tenliyken nasil boyle kara sacli, tuylu
bisi olmus. Askimin mutluluguyla uyuyorum. Saat gece 2’de su icebilme zamanima
saat kurup, uyanip suyumu iciyorum. Titremem de gecti zaten. Saat sabah 6
bucukta hayatimin en guzel uyandirilmasiyla uyaniyorum. Bulutumu getirmisler.
Emzir diyorlar, biliyor musun nasil yapilacagini, diyorlar. Hic yapmadim
diyorum :D Ama Bulut’um adeta daha once defalarca yapmis, yapisiyor. Saatlerce
ayri kalmamizin acisini cikariyor. Sut
geliyor mu gelmiyor mu bilmiyorum bile. Ikimiz de cok mutluyuz. Yani ben
oyleyim, O da oyleydi herhalde. Fotograflarini cekmeye doyamiyorum. Her bir
parcasina bakiyorum, doyamiyorum. Babasi gelsin, beraber bakalim istiyorum.
Babalarin ziyaret saati var, oyle her zaman gelemiyorlar. Ama yine de bir kac
saate yanimizda. Gozlerimiz dolup duruyor. Guney hep kucuk bebekleri
tutamayacagini soylerdi. Zaten 9 ay tasiyorsun, 3 ay daha sen tasi, sonra ben
tasirim diye saka yapardi. Oglumuz babasini duyup, soyle ele gelir koca bebek
olarak geldi :D
Iste boyle. Daha
detaya inerim tabi insem. Ah ne guzeldi! Pazar gecesi hastaneye girdik, Cuma
ogleden sonra ciktik. Sezeryan olunca en az 3 gun kaliniyor. Bulut yenidogan
sariligi da olunca, fazladan da kaldik. Ilk gunlerimiz hastanedeydi.
Her ne kadar
hamileligim kullandigim igneler, endiseler icinde gectiyse de, hic bir zaman
dogum yapmaktan korkmadim. Normal dogumun, dogal olan oldugunu dusundum. Nasil
hamile olup bebek tasiyabiliyorsak, dogururuz da dedim. Ama tokezledim burda.
Bulut mu buyuktu, ben mi ikinmadim bilmiyorum. Hala ‘ah keske’ dedigim zamanlar
oluyor. Normal dogumun asamalarindan gecip, 10 cm’le sezeryana girmis olmak. Ama saglikla kavustuk ya, biraz zor, biraz gec
olsa da.
Emzirme konusunu
da hic dusunmedim. Sutum gelir mi, gelmez mi, bebegim meme alir mi, almaz mi.
Her sey olacagina varir dedim. Is minik yavrumda bitiyormus, o isini biliyormus
:D Simdi bile, artik ben Annnne degil, memememe’yim onun icin :D
6 comments:
ah sevgi'm. 10 cm açıklıkla sezaryene girenleri duydukça tüylerim diken diken oluyor. çok şükür ki sağlıkla sıhhatle buluştunuz, 1 yaşına bile geldi minik bıdığım. iyi ki doğmuş gözünün nuru, iyi ki doğurmuşsun. nice yıllarınız olsun hep birlikte bebeğim :*
En önemlisi sağlıkla kavuşmak değil mi zaten...Nice sağlıklı mutlu seneleriniz olsun canım, iyi ki doğmuş minik japon balığı(Bade kulumun lakabı da bu, çok seviyorum o yüzden:))
Ahh Sevgi ben neden bu bloğunu daha önce okumadım ki!!!? Çok sıkıntılar yaşarmışsın ama bak ödülü ne kadar güzel bir şey. Allah'tan bundan sonra uzun sağlıklı mutlu güzel bir ömür vermesini diliyorum size bu beyefendi insancıkla!
Canım, nice mutlu yaşları olsun Bulut'un insallah. Hemen hemen ayni seyleri ben de yasadim, normal dogum olacak gibi butun gun sanci cekip, kendimi bir anda amelyathanede buldum. Sonra gunlerce neden normal doguramadim diye agladim. Simdi dusunuyorum da onemli olan saglikla gelmesiymis :)
Okurken cok duygulandım, Sevgim Bulut gelirken biraz yormuş seni ama cok şükür kavuştunuz, ilk saatler ayrılık cok zor olmalı bundan sonra hic ayrılmayın insallah! Bulut kuşun ilk yaşı sizin de ebeveynliginizin ilk yılı kutlu olsun ... Cokca Operim :)
Sevgicim iyi ki bakmışım bloguna doğum hikayeni görünce mutlu oldum. Benim minikte saat 19:49 ta doğdu ve adı Güney :) Güzel tesadüfler:) Bulut ile size sağlıklı nice mutlu yıllar dilerim öpüyorumm Sevgiler ;)
Post a Comment