Saturday, 4 June 2016

Kavusma hikayemiz

Biricigim,
Koca 1 yil gecirdik seninle, 32 yilimin en guzel yili.

30 Mayis 2015’te, henuz 40 haftan bile dolmamisken, merakla, sabirsizlikla sana kavusmayi bekliyordum, bekliyorduk. Her gun uzun uzun yuruyusler, pilates topunda 8 yapmalar, ananas, aci yemek gibi delilikler...Sabirsizligimi bunlarla gecirmeye calisiyordum. 31’inde babaannen gelecekti. Baban havaalanina onu almaya gidince, gelin kiz havama burunup, koca gobegime bakmadan evi bir guzel derledim, topladim, temizledim. Babaannen gelince, yine uzun bir yuruyus yaptik. Eve donunce aksam yemegine cikmadan ben yine pilates topunda zip zipliyordum. Aslinda artik en rahat oturdugum yer orasiydi. Yemek icin hazirlanirken fark ettim nisan denilen seyin geldigini. Gayet rahatiz ama, olabilir diyoruz, dogum hemen baslayamaz. Doktor babaanneden de bu dedigimize onay alinca, rahat rahat yemege cikiyoruz. Yemege giderken, benim dogurmami dort gozle bekleyen Pavia esnafi ‘patlayacaksin, dogur artik, bak dolunay da var’ diyorlar. Burada dolunayda dogurulur diye bir inanis varmis cunku. Hamileyken alinan elbiselerimden birini giyiyorum, ‘off amma dolduruyorum bunun icini’diyorum, ‘herhalde bu hamilelikte bir daha giymem’ J

Yemekte baban ve babaannen karsimda oturuyorlar, biz ikimiz de masanin diger tarafinda, o kadar buyuk yer kapliyoruz cunku. Hafif hafif kasilmalarim var, cok uzun zamandan beri Braxton-Hicks’lerim oldugundan, yine oyle herhalde diyorum. Bildircin ismarliyorum, hayatimda ilk kez yiyecegim, deli miyim ne? Zaten patlayacagim, hafif bir seyler yesene! Sohbet ediyoruz, sakin sakin yiyoruz yemegimizi. Ben kasilmalarla ilgili bir sey soylemiyorum ama bir sure sonra babaannen ‘senin yuzun sekilden sekile giriyor’ diyor. Belli ki kasilmalar yuzumden belli oluyor, ama bir hayli uzun aralari, yeterince duzenli de degil. Hadi eve donelim diyoruz, dokuz bucuk gibi donuyoruz. Hemen yatalim da dinlenelim, ne olur ne olmaz. Hazirlanip yataga girmek on bucugu buluyor. Bu arada, kasilmalarin farkli oldugunu artik kabulleniyorum. Yatma seklimi degistirmem, kasilmalari degistirmiyor cunku! Baban hemen bir uygulama indiriyor, takip icin. 10 dk’da 1 kasilma...Biraz uyuyalim. Olmuyor! Cunku kasilmalar siklasiyor, yatarken pek rahat atlatilmiyor. Gitmemiz lazim diyoruz. Burada oyle gece vakti, dur doktorumu arayayim, diye bir sey yok. Direkt kadin dogum acile gidip, gerektiginde bildirmek gerekiyor. Bir banyo yapayim, son rotus hazirliklari tamamlayayim, sonra babaannene haber verip, bi hastaneye ugrayip gelelim diyoruz. Ha bu arada, bir arabamiz yok! Taksiyle gidecegiz. Babaannene biz gidip gelelim desek de, ikna edemiyoruz. 12’ye gelirken hastaneye dogru yollaniyoruz, tum cantalarimizla. Takside sancilari atlatmak daha zor geliyor, surekli haraket etme istegi duyuyorum cunku.
Bu hamileligimde, ve bundan onceki iki dusukte, defalarca geldigim ‘Pronto Soccorso’ya, kadin dogum acile, bu sefer fazlaca heyecanli giriyordum. Korku degil, heyecan ve yine sabirsizlik. NST’ye baglaniyorum, kasilmalarin araliklari sıklasmis, siddeti de iyi ama henuz basa cikamadigim bir durum degil.Diyorlar ki ‘ henuz erken, isterseniz eve gidip, bir kac saate gelebilirsiniz’. Diyorum ki ‘biz taksiyle geldik, artik gece yarisini gecti ve taksi kalmadi (evet, Italya’da ha deyince taksi bulunamiyor, gece calismiyor!)’. Evle hastane cok da uzun sayilmaz, yuruyerek eve donebiliriz diyorum, deli cesaretim karsisinda, ‘biz senin girisini yapalim’diyorlar. Ama aktif dogum odasina degil, normal hastana odasina aliyorlar beni. Ve yanimda kimse olmadan.
Saat gece 1 bucuk. Iki kisilik odada,sansima yalnizim. Geceligimi giyiniyorum, hazirlaniyorum, boylelikle gelen sancilari bu mesguliyetle aktariyorum. Uyu diyorlar ama nafile! Sanci araliklari sık, yatamiyorum, surekli odada dolasiyorum, kendimi en rahat hissettigim pozisyonlarda sancilari atlaymaya calisiyorum. Hastanenin 9. Katindayiz. Disarida karanlikta, bir  fiskiye fark ediyorum. Dikkatimi ona veriyorum, sanki oraya odaklanirsam, kolay atlatiyor gibiyim. Bunlari yaparken bir sandalyeye tunemis durumdayim, simdi dusunuyorum da ne komik. Ebeler geliyor sık sık, aciklik kontrolune. Bana gaz veriyorlar, ‘cok iyi gidiyorsun tatlim’diyorlar. Arada bir Guney’le haberlesiyorum. Ailemize haber ediyoruz, gecenin bir yarisi!  Saat 1 bucukla, 5 bucuk arasinda zamanin nasil gectigini ancak bu kadar hatirliyorum.  Havanin aydinlandigini fark ediyorum, ayni zamanda icimdeki her seyi cikarmak istedigimi. Banyoda sacini tutacak biri lazim bu zamanlarda! Iste tam o zaman Guney geliyor. Ebeler mi cagirdi, ben mi istedim, nasil oldu bilmiyorum. O gelince, ebeler ‘dusa gir’ diyorlar. Ah daha once niye girmemisim. Cok rahatlatiyor beni, sancilar siddetlenmis olsa bile. Guney’in yanimda olmasi da cok iyi hissettiriyor tabi beni. Bulut’umuzla konustuk mu acaba o arada? Banyodan ciktigimizda saat 6 bucuk. Aciklik kontrolu, 5 cm. Aktif dogum odasina artik gecebilirsin diyorlar. Oh be! Odayi daha once gormustum, tavaninda mavi bir Bulut var! Bu oda tam tesekkullu; tavandan sarkan ip, top, ortasi bos tabure, degisik sandalyeler. Sancilari nasil karsilamak istersen. Bana bir form doldurtuyorlar, sorulara cevap vermekte zorlaniyorum, zaten Italyancada zorlaniyorum! Epidural istiyorum, cok yorgunum, hic uyumadim, guc toplamam lazim diyorum. Ebe, bu saate kadar cok iyi gelmissin, saat 9’a dogurursun diyor. Biraz gaza gelsem de, epidurale donus yapiyorum. Sevimli bi doktor geliyor, biraz uykulu gorunuyor gozume, korkuyorum. Ah o epiduralin takilma aninda sancilari haraket etmeden karsilamak!!! Neyse ki, kisa bir sure sonra mutluluk! ‘La vita è bella’ diyorum J Saat 7 bucuk. 1, 1 bucuk saat kadar uyuyup dinleniyorum. Uyandigimda biraz bacaklarim uyusuk, kalkip odada dolasiyorum. Guney hep NST’nin basinda. Bizim tonton iceride takiliyor, onunla konusuyoruz arada bir. Ebe 9 gibi aciklik kontrolu yapiyor, 2 saatte hic bir sey degismemis. Dogum yavasladi diyor. Bir an epidurali aldigima uzuluyorum. Ama 12’ye dogurursun diyorlar. Epiduralin etkisi azaldikca, sancilari karsilama pozisyonlarina giriyorum. Hala suyum gelmedi! Ne zaman bilmiyorum ama, ebe keseyi patlatti bi ara. Ondan sonra biraz daha ilerleme oldu. Bu saatten sonrasi da flulasmaya basladi. Cunku sabirsiziz! Cunku merakliyiz! Cunku sancilar geliyor! Ama Bulut kusum hala gelmiyor! 12’yi de gecti. Ebem degisti; tatli kizdi, adini da hatirlamiyorum zaten.

Bi ara Bulut’tan tepki alamadik, iste o zaten ilk korku. Sonra babasi Mozart acti da, uyandi :D Ebeler gelip gidiyor, hadi dogurmadin mi diyorlar. 12’yi de gecti. Doguracaksin bir iki saate diyorlar. Saatler geciyor. Bir sey yiyip icemedigim icin, yoruluyorum, uyuyamiyorum da. Saat 4 oluyor. Artik ikinmak istiyorum. Once yerde deniyorum, sonra ortasi bosluklu sandalyede, sonra dogum sandalyesinde. Kendim deniyorum, Guney yardim ediyor, ebem gaz veriyor. Ama olmuyor! Ebenin istedigi kivama gelemedim. Biri genc, biri kidemli iki doktor geliyor, biraz da onlar duruma dahil oluyorlar. Artik cok yorgunum, ne diyorlar, ne konusuyorlar anlamiyorum bile. Ikiniyorum, ikiniyorum, olmuyor. Iki ebe, iki doktora, bir de en kidemli doktor katiliyor. Aciklik 10 cm zaten! Soyle yap, boyle yap. Saat 6 oldu. Doktor karnina bastiracagiz diyorlar. Acilar birbirine karisiyor. Tam uc farkli kisi, uc kez karnima bastiriyor. Guney, her kasilmada 2-3 kez beni ikindiriyor. ‘Hadi Sevgi, kafasini goruyorum’ diyor. Ama ben ikinmayi bitirdigimde, minigim geri gidiyor, bir ileri iki geri adeta!
Cok yoruldum, sanci falan umrumda degil. Ikinamiyorum diye agliyorum. Cikaramayacagim diyorum. En kidemli doktor, ‘e kim cikaracak o zaman’ diyor. ‘ Hadi yapabilirsin’. Yine deniyorum, yine deniyorum. Olmuyor! Odaya ultrason cihazi getiriyorlar. Korkuyorum, ne oldugunu anlayamiyorum.Zaten artik Italyanca konusamiyorum da. Guney soyle onlara, yapamayacagim diyorum. Bakiyorlar, konusuyorlar kendi aralarinda. Bize bi aciklama yapiyorlar mi bilmiyorum, hatirlamiyorum. En sonunda ‘dogumun bu fazi cok uzadi, sezeryan olmak ister misin?’ diyorlar. Cok yorgunum, Guney’e karar versin diye bakiyorum. Kagitlari imzaliyoruz. Sonra  ameliyathanedeyim. Nasil geldim bilmiyorum! Sanirim son gucumu kagitlari imzalamada kullandim. Artik bir basimayim. Sabahki anestezi doktoru var. Benimle biraz ingilizce, biraz italyanca konusuyor. Bana sorular soruyor. Ben agliyorum, cok. Cevap da veriyorum. Yuzumu siliyor,gecti canim diyor. Oglum cikti mi, nolur soyleyin diyorum, ona bir sey demiyorlar. Hic bir sey hissetmiyorum. Saat 19.49. Uzaklarda bir bebek aglamasi duyuyorum, gur gur. Ama sanki o Bulut degilmis gibi hissediyorum, Bulutmus. Bebegimi goreyim nolur diyorum. En sonunda basimin ustunden bana simsiyah sacli, kucuk bir japon baligi bebegimi gosteriyorlar. Cok agliyor. Bulut’um, bebegim diyorum ve susuyor. Hayatimin en guzel an’i! 4.1 kg, 54 cm diyorlar. Tekrar soruyorum boyutlarini! Bu kadar buyuk olacagini tahmin etmemistim. 36. Haftada kafa boyutlarinin 40 haftalik oldugunu biliyorduk ama, belliymis buyuk olacagi!

Sonra goturuyorlar bebegimi ve gozumu tekrar actigimda tanimadigim baska bir odadayim. Kimildayamiyorum. Kimse yok odada. Agliyorum. Titriyorum. Guney geliyor. Gormus bebegimizi. Bir sorun mu var nolur bana soyle, niye goremiyorum bebegimizi diyorum. Guney de saskin, aglamakli. Yok bir sey, gordum oglumuzu, cok iyi diyor. Niyeyanimizda degil anlayamiyorum. Ama zaten kafamda butunlestiremiyorum olaylari. Guney’i cikariyorlar. Yine yalnizim, surekli sesleniyorum biri gelsin diye. Bir hemsire geliyor sonunda, niye bebegimi goremiyorum diyorum. Atesin var, bebegine simdi yaklasamazsin diyor. Su istiyorum vermiyor. Bebegimden sonra dusundugum ikinci sey su cunku. Kimildayamiyorum. Bi sure sonra odama  goturuyorlar. Surekli Bulutumu soruyorum. Ne zaman gorecegim diyorum. Sonra ne zaman su icebilirim diyorum.Saatler gecmiyor, sonra birden gece 11gibi gozlerini fal tasi gibi acmis, ebenin kollarinda aglarken, benim sesimi duyup, yine susan bebegimi getiriyor ebe ama yine yaklastirmiyor. Atesin dusunce diyorlar. Onu gormek bana guc veriyor. Hayatimda bu kadar guzel bir bebek gormedim! Ayrica anne babasi bu kadar acik tenliyken nasil boyle kara sacli, tuylu bisi olmus. Askimin mutluluguyla uyuyorum. Saat gece 2’de su icebilme zamanima saat kurup, uyanip suyumu iciyorum. Titremem de gecti zaten. Saat sabah 6 bucukta hayatimin en guzel uyandirilmasiyla uyaniyorum. Bulutumu getirmisler. Emzir diyorlar, biliyor musun nasil yapilacagini, diyorlar. Hic yapmadim diyorum :D Ama Bulut’um adeta daha once defalarca yapmis, yapisiyor. Saatlerce ayri kalmamizin acisini cikariyor. Sut geliyor mu gelmiyor mu bilmiyorum bile. Ikimiz de cok mutluyuz. Yani ben oyleyim, O da oyleydi herhalde. Fotograflarini cekmeye doyamiyorum. Her bir parcasina bakiyorum, doyamiyorum. Babasi gelsin, beraber bakalim istiyorum. Babalarin ziyaret saati var, oyle her zaman gelemiyorlar. Ama yine de bir kac saate yanimizda. Gozlerimiz dolup duruyor. Guney hep kucuk bebekleri tutamayacagini soylerdi. Zaten 9 ay tasiyorsun, 3 ay daha sen tasi, sonra ben tasirim diye saka yapardi. Oglumuz babasini duyup, soyle ele gelir koca bebek olarak geldi :D

Iste boyle. Daha detaya inerim tabi insem. Ah ne guzeldi! Pazar gecesi hastaneye girdik, Cuma ogleden sonra ciktik. Sezeryan olunca en az 3 gun kaliniyor. Bulut yenidogan sariligi da olunca, fazladan da kaldik. Ilk gunlerimiz hastanedeydi. 

Her ne kadar hamileligim kullandigim igneler, endiseler icinde gectiyse de, hic bir zaman dogum yapmaktan korkmadim. Normal dogumun, dogal olan oldugunu dusundum. Nasil hamile olup bebek tasiyabiliyorsak, dogururuz da dedim. Ama tokezledim burda. Bulut mu buyuktu, ben mi ikinmadim bilmiyorum. Hala ‘ah keske’ dedigim zamanlar oluyor. Normal dogumun asamalarindan gecip, 10 cm’le sezeryana girmis olmak.  Ama saglikla kavustuk ya, biraz zor, biraz gec olsa da.
Emzirme konusunu da hic dusunmedim. Sutum gelir mi, gelmez mi, bebegim meme alir mi, almaz mi. Her sey olacagina varir dedim. Is minik yavrumda bitiyormus, o isini biliyormus :D Simdi bile, artik ben Annnne degil, memememe’yim onun icin :D


Ah sonunda yazabildim, uzun olsa da. Iyi ki dogdun bebegim!

 

Monday, 19 January 2015

Hafta saymak

5 aydir yazmadigim blog, merhaba!
O 5 ay en sasirtici, en heyecanli, en stresli, en guzel zamana donustu.
Inanamadigim, her gun sukrettigim 21 hafta.
Bu dongude yumurtlamamis olabilirsin denilen dongunun yumurtasi yavrumla gecirdigim 21 hafta<3

·      4.haftada, olasi regl gunu, ilk beta HCG 80, progestron 33 cikti. Doktorum progestrona ve cardioaspirin’e baslatti.
·      5. Haftada bisikletimin sepetindeki pasli yirtik elimi yaraladi, aklim basimdan gitti korkudan.
·      6. haftaya kadar kendimi hamile olduguma inandiramadim. 6. Hafta ultrasonunda minigimin kalp atisi beni kendime getirdi<3 Cardioaspirini, Clexane igneleriyle degistirdik, gobekten kendime igne yapmaya basladim.
·      6. haftada bisikletimle duvara carpinca, ikinci kez aklim basimdan gitti. Bisikletle ilisigimi kestim.
·      7. Haftada her buldugum yerde uyumalar, 9 bucukta yataga gitmeler basladi. Bulantilar yoklayip, geldi gitti.
·      7. Haftada, ucuncu kez aklimi basimdan goturen bir kanama oldu. Acile nasil gittim, bebegim gitti diye aglarken, minik kalp atisini gorup sevincten aglamay devam ettim, bilmiyorum!
·      8. Haftada yine gorduk minigimizi; kafasiyla, gobegiyle<3
·      9. Hafta istahsiz, yorgun, cok modlu gecti.
·      10. Haftada  mide bulantilari artti, bazen kusmalara donustu. Kasik agrilarim oldu. Gogus acimalarim azaldi. Uykulu hallerim is/okul sebepleriyle sekteye ugradi.
·      10. Haftada yine bulustuk minigimle, ilk dans figurlerini gorduk.
·      11. Haftada bir cok belirtim gitmisti; doktorum artik vucudumun alistigini soyledi. Telasli, cok modlu hallerim azaliyor.
·      12. Haftada ikili testimiz icin yine yeniden bulustuk. Her sey yolunda biz bulutlarin ustundeydik <3 Doktor abla seni uyansin diye durttu de, sicrayarak uyandin ya, kiyamam ben sana minigim.
·      12 haftayi yarim kilo fazlalikla kapattik. Istahimiz, bulantimiz gibi hala gelgitliydi. Artik uterusmun yerini de tespit edebiliyorum.
·      13. Hafta test sonuclarinin iyi cikmasinin mutluluguyla baslayip, seni merak etmekle, bulantilar ve mide yanmasiyla ugrasmakla bitti. Hala uyuyorum! Hala balik yemekte cok zorlaniyorum!
·      14. Haftada ilk kez bir sey hissettigimi dusundum, kelebek kanat cirpmasi, misir patlamasi gibi<3 Onu hala oyle sayiyor, musmutlu gulumsuyorum.
·      14. Haftada tarti artis gostersi. Artik +1’deyiz.
·      15. Haftada seninle yine bulustuk<3 Bize erkek mi, kiz mi oldugunu cekinmeden gosterdin; artik sana isminle seslenmeye basladik. Kalbimiz kut kut.
·      15. Haftada belirtilerimiz tam gaz: sivilceler, uyku (evet, hala!), sirt, kasik agrilari, kabizlik, artan istah!
·      16. Hafta mutlu, bulutlarin ustunde bi anne adayi olarak gecti. Surekli acaba bir sey mi hissettim diye can kulagiyla dinledim kendimi.
·      17. Haftada kasik agrilarim devam ediyor, buyume agrilari oldugunu biliyorum. Bir de kabuslar var; cok fena kabuslarla bolunuyor uykularim.
·      18. Hafta yine bir heyecan haftasi. Enerjik bir gunun sonunda gelen bir kanama, acile kosusturma, oradan 2 gunluk hastane yatisi. Minigimiz iyi ama kanama sebepsiz. Progestron kullanmaya tekrar basladik. Yeni bir sey ogrendik: plasentamiz anterior yani onde duruyor, sen arkada saklaniyormussun. O yuzden hissedemiyormusum seni.
·      19. Haftada birisi iceriden pit pit vuruyor artik: merhaba bebegim! Yemekten hemen sonra, tesekkur pit pitlari <3 Bir de bir sabah, gobegin bir kisminda asimetrik bir bombe olustu; devinimin sirasinda uyuyakaldigini dusunduk, bizi cok eglendirdin bebegim!
·      19. Haftada doktorumun fiziksel muayenemi yapti. Uterus gobek deligi hizasina gelmisti. Fetoskop denilen bi aletle minigimizi de dinledi.
·      20. Haftada artik minigimizle haberlesiyoruz gun bazli. Hissedemezsem cikolatayla rusvet veriyorum bebegime, O da heyecanli el kol hareketleri gonderiyor bana. Diger zamanlarda nazik nazik plasentanin altindan pitlatiyor.
·      21. Haftada geceleri hareketlendigini anladigim minigimle, gece 3’te bulusmalar yaptik. Ben gobegimden, anterior plasentamin el verdigince, onu sevdikce, o bana nazik tepiklerini gonderdi. Uyuyamadigim o bir kac saat hayatimdaki en mutlu anlar. 21. haftamizin son gununde ‘oo ben buyumusum, soyle azcik daha hareketleneyim’ dedin, bizi tum gun mutlu ettin be minnos.


Seni ogrendigimiz o günden beridir ask doluyuz. Sukur olsun!

Sunday, 10 August 2014

Yildirimin iki kere dustugu yer

Son yazi 14 Temmuz'a aitmis.
19 Haziran ise hatirda kalan bir tarih.
Son adet tarihiniz: 19 Haziran
Ilk dusuk sonrasi 2-3 gun uzayan adet gunleri dolayisiyla dongum 30-31 gune cikmisti.
Yumurtlamam da 17. gun civarinda olmustu; sicaklik olcum ve takiplerime gore.
Yumurtalama sonrasi 10. gunden itibaren test etmeye basladim. Turkiye'den getirdigim ucuz testlerin keyfini cikarircasina...
14. gunde, adet gununden bir gun oncesinde, 19 Temmuz'da ilk 'gozlerime inandigim' cizginin belirmesi.
Yine ikinci cizgiyi gorduk!
Italya'da cumartesi gunu kan testi yaptirabilecegimiz ve sadece saat 9.30'a kadar yaptirabilecegimiz laboratuvarin kapisina dayandik. Sonuc pazartesi cikar dediler, ama ogle vakti cikmisti bile. BHCG: 129. Cok yuksek degil...Umut var, heves yok, ayaklarin yerden kesilmesi yok.
Pazartesi tekrarlanan test: 273. Deger ikiye katlanmis. Hala umut var, heves yok, ayaklar hala yerde.
Yapilmasi gerekenler var. Kan pihtilasmasi sorunum icin hemen harekete gecmeli. Buradaki doktorlara durum anlatilmali.
Diger hamilelikten daha az acemiyim. Nerelere gidecegimi biliyorum. El yordamiyla oradan oraya gidiyorum.
Hala zor. Aile doktoru tedaviyi kabul ediyor; ama iki gun sonra tatile cikacak, bana normal proseduru baslatiyor. Ama benim durumum normal degil ki!
Consultario denen kadin saglik merkezine gidiyorum. Henuz gebelik var demek icin cok erken diyorlar. HCG dusukmus! Bekleyeceksin. Ama sana burada bakamayiz, normal bir gebelik olmayacak, kontrol altinda olman icin hastaneye gitmelisin diyor.
Haydi hastaneye! Ilk doktor gorusmesi ve ultrasonu Eylul sonuna, 12. haftaya veriyorlar! Ama benim durumum farkli diyorum, daha onceden tedaviye baslamam lazim diyorum. Bir hemsire saviyor beni basindan.
Caresizce dolasirken, gozlerinde ilgi gordugum bir baska hemsireye yaklasiyorum. Yilin basindan beri basimdan gecenleri acikliyorum. Raporlarimi gosteriyorum. Kafasi karisiyor ve bingo! Beni oylece bir doktorun odasina sokuyor. Ve yine bingo! Doktor ingilizce ko-nu-sa-bi-li-yor! Durumumun kritikligini anliyor. Randevularimi one cekiyor. Ustune ustluk kan pihtilasma ignemin, Clexane'nin ilk dozajlarini yaziyor.
'Bir sey olursa, bu randevulari iptal ettirebilir miyim' diyorum. 'Niye olsun ki?' diyor. Kendimi gun boyunca ilk kez iyi hissediyorum.
Ama uzun surmuyor iyi hislerim.
Kahverengi akintim var. Hala yerlesmeden olabilir. Digerinde de olmustu. Korkuyorum.
Sol kasigimda surekli bir sey hissediyorum.
Boynum tutuk gibi, agriyor da. Sol tarafim.
Kolum agriyor. Yine sol tarafim.
Aklima olur olmaz fikirler geliyor. Ektopik mi?
Iki gunu o agrilarla, korkularla geciriyorum.
3. gun dayanamayip yine hcg yaptiriyorum; 807. Yukselisi normal gibi. Rahatlamaya calisiyorum.
Boyun agrim, tutukluktanmis. Yastik degisimi ve masajla geciyor.
Kol agrim kan alimlarindanmis. Kolum morarinca anliyorum.
Kasigimdaki hisleri, yuksek his anlama potansiyerlime bagliyorum.
Kahverengi akintilar var hala. Kirmizi degil ya, takmamaya calisiyorum.
Baska hic belirtim yok. Ne bulanti, ne gogus agrisi, ne uyku.
Italya'ya ailemiz geliyor tatile. Kafami rahatlatmaya calisiyorum.
Aklimda bir sey var; tatilden donuste 7 hafta olacak. Clexane icin kese gorununce baslamak gerekirmis. Tatilde ultrasona giremeyecegime gore, Clexane'e baslamak icin gec olmayacak mi? Belki de coraspirine baslamam gerek. Kafamdaki bu bulanikligi doktorumuzdan gelen baslayin Clexane talimatiyla dagitiyoruz. Tam 6. Haftaya girdigimizde.
Ilk kez kendime igne yapiyorum.
Ve ilk kez kahverengi disinda bir lekelenmem oluyor; pembe.
Kimse buna takilmasa da, icimdeki o ses durmak bilmiyor; bir seyler yolunda degil.
Sezlongda yatarken aklimda bu mu olmaliydi? Bilmedigimiz bir bolgede, bir yerde ultrasonu olan bir doktoru  nasil  bulacagiz. Ceviriyorum numaralari. Acan yok. Agustos basliyor, Italya'da her-kes tatile cikiyor. Umudu kesmisken, kim oldugunu bile arastirmadan, bir doktordan ertesi gune randevu aliyorum.
1 Agustos. Herkes tedirgin. Sabahi sahilde gecirecegiz. Ogleden sonra, 4'te doktora gidecegiz. Ogle yemeginde masamizin numarasi kocaman bi 13. O gun 13 ve Cuma'nin birlesimi. Bana ugursuz degil ki bu diyorum. Hevesim zaten kalmadi. Umudumu ayakta tutmaya calisiyorum.
Doktor ultrasonu calistiramiyor bi turlu. Yaslica bir amca. Calisti makine.
Ilk goruntu. 6. hafta goruntusu degil. Biliyorum. Umudumu sifirladim.
Doktor anlatiyor. 6. hafta icin kese kucuk, 4 hafta boyutunda. Ici de bos haliyle. Bir sure sonra dusuk baslar diyor. Zaten transvaginal yapilan ultrasonda da kan var. Italyan babacani bi amca. Anlatiyor da anlatiyor. Clexane de kanamani hizlandirmis olabilir ama devam etme diyor, kanamayi artirir. Kendiliginden dusecektir diyor. Bos gebelikle ilgili biraz bilgi veriyor. Ben de o 'birazi' biliyorum zaten. Kulaklarimda ugulduyor italyanca kelimeler, cumle yapamiyorum.
Giderken, doktor dusugun oluca haber ver diyor(!). Umarim gelecek sene gobekli goruruz seni burada diyor. Viareggio'ya bir daha gider miyim bilmiyorum. Ilkinde evlilik yildonumumuzde; ilk dusugu ve ardindan gelen zor bir doktora zamanini atlatmak icin gelmistik. Ikincisi de bu.
Ogrenmek, arafta kalmamak iyi. En azindan icimde ne oldugunu biliyorum diyorum. Sukur ki ektopik falan degil diyorum. Yine de buluyorum kapkaranlik icinden aydinlik noktalar.
Vucudumun potansiyelini bilsem bile beni hala sasirtiyor.
Ertesi gun kanamam basliyor.
Tatildeyiz, keyifler kacsin istemiyorum, normal yasantimiza devam edelim diyorum. Yuzum surekli gulmeli.
Surekli kramplarim yok.
Arada gelen keskin kramplarin parca dusmeleriyle alakali oldugunu biliyorum, kanitlarla destekliyorum.(kahrolsun bilim insani yanim!)
 Agir bir regl geciriyor gibiyim. Agrilarim bazi reglerimden bile az diyebilirim. Arada gelen kramplarim olmasa...
5-6 gun...Bitiyor kanama. Aynen regl gibi! Kahverengilerle devam ediyoruz.
Vucudum adet sonrasi vucudu gibi.
Noldu simdi, diyorum.
Bu seferde baska supheler basliyor. Hepsi dustu mu? Agrili olur diyorlardi, olmadi! Erken dusuk yaptigimdan mi? Goguslerim hamileyken bile acimiyordu, simdi niye acimaya basladi? Kasiklarimda da yine hisler var. Noluyor?
Kafam karisikken eyleme gecemiyorum. Hic bir sey yapamiyorum. Sanki bir turlu 'sonlandiramadim' bu gebeligi. Eksikler var kafamda.
Es idareyi aliyor kafam bu karisikliktayken.
9 Agustos.
Gidiyoruz kadin dogum acile. Daha once de gittigim yere.
Uzuyor beni orasi. O kadar hamilenin arasinda olmak uzuyor.
Elimdeki  'la mia gravidanza' dosyama bakip, pek de hamile gorunmuyorsun der gibi bakiyorlar.
Ilkinde o koridorda aglamistim. Es de yanimda degildi. Dosyamdaki ultrason fotograflarina bakip aglamistim.
Bu sefer aglamiyorum.
Cumartesi gunu sancilari gelmis hamilelerin, kalp sesi duyma makinelerinin arasinda oylece bakiyorum.
Doktora 7 aylik hikayemi anlatiyorum. Karisikligi, onun da kafasini karistiriyor. Belki de Italyancam kafa karistiriyor:)
Ultrasonu yapacak doktor. Ilkini de o yapmisti. Sevimli biri. Surekli 'canim' anlamina gelen 'cara' diyor. Ultrason goruntusune bakiyoruz. Kese yok. Regl sonrasi rahim goruntusu (Yok canim, o kadar da iyi bilmiyorum, eve gelince arastirmami yaptim, oradan biliyorum).
Gitmis hepsi diyor. Kanaman da durmus diyor. Test yapalim diyor. Idrar testi hala pozitif. Hcg'yi tekrarla, ultrasonu tekrarla diyor.
Cikiyoruz hastaneden.
Sonlandirdik. Artik bi kapanis hissedebiliyorum. Devam etmeliyim diyorum.

Yari yila sigan bir 9 haftalik gebelik sonlanmam, bir bos gebeligim var.
Aci aci gulumsuyorum.

Kismet.

Yildirim dusmesin ama artik buralara olmaz mi?



Monday, 14 July 2014

Karmakarisik

O gecmeyen gunler, sonra arkaya bakinca ‘nasil gecti ya!?’ denilen o 7 ay...

Gecmeyen gunler, o iki haftalik bekleme gunleri...Umuttan umutsuzluga salinma gunleri...

Aklin tek bir seyde olsa da, yapma zorunlulugunda oldugun isler isler; belki de iyi ki varlar...

Ya olmazsa’lar...

Olmazsa baska yollari var diye kabullenmeyi kabul edemeyenler...

Anlayaninin olmamasi...

Anliyorum ama onlari...Ben de tam anlamiyla anlayamiyorum yasamadigim durumlari; empati de bi yere kadar cunku!

Hamile kalirsam, kan pihtilasmasi sorunumu Italya’da nasil cozecegim endisesi...

Tabi bu arada, bahsettigim testler cikti; kan pihtilasmasi sorunum varmis ve hamile kalmam durumunda gunluk igne tedavim olacakmis...Bi derdim bu olsun!

Bu yapilan testler bir hayli masrafli ama eger dusukle sonuclanmis bir gebelik varsa (bir tane, iki tane fark eder mi?) yapilmasi erken teshis! Kim der ki ‘dur bakalim bi 2-3 dusuk olsun da sonra yaptiririz’


Daldan dala atlayarak biraz icimi doktum...Dokmem lazim...Beklemem gereken 4-5 gun var cunku onumde :/

Friday, 20 June 2014

Gelgitten cikis

'7’likler bitince, ya basa, ya da baska bi yola…' demistim. Basa dondum ben. Dusukten sonraki (bu arada 'dusugumden sonra' gibi sozler soyleyemiyorum, benimseyemiyorum o dusugu), ilk denememiz, hamileligi ilk denememiz gibi olmadi; tutturamadik.

Son 7'ligi Turkiye'de gecirdim. Hem de 3 tane hamilelik testiyle. Diger hamileligimde, yumurtlamadan sonraki 9. gunde ilk belli belirsiz cizgimi gorunce, bu sefer de 9. gunde test yaptim. Aslinda digerinde oldugu gibi 'icime dogmamisti' hamile oldugum ama yine de Turkiye'de coook ucuz olan hamilelik testlerinin cazibesine kapildim :P (Italya'da aldigim test fiyatina, Turkiye'de 5-6 test alabiliyorum!) Diger testleri de 1-2 gun arayla yapip, tek cizgileri gorunce umudumu kestim ve Italya'ya ayak bastigim an, tek cizgilerin sebebi kendini gosterdi. 

Uzuldum tabi ki... 
Lakin Turkiye'de yaptirdigim testlerin sonuclarini bekliyor oldugumdan, hayirlisi dedim...

Turkiye'deki doktor deneyimime gelince... Bu ayrica benim Turkiye'deki ilk kadin dogum uzmani deneyimimdi, daha onceki hamilelikle ilgisi olmayan deneyimlerimi saymazsak. Ankara'da arkadasimin adini verdigi, tesaduf uzerine annemin arkadasi olan, bilinen bir doktorun kapisini caldik, sayili Ankara gunlerimizde. Buradaki doktorumla iletisimimiz guzel olsa da, kendisinin oldukca genc olmasi bende ufak bir huzursuzluk yaratmisti. Ankara'daki doktorum oldukca deneyimli; bunu odasindaki onlarca bebek resminden anlamak mumkun :)
Hikayemi dinledikten ve burada yapilan testlerime, sonuclarima baktiktan sonra; bir dusugun hic bir ifade etmeyecegini soyledi ilk olarak, tip dilinde rastlantisal bir olay bu. Fakat, benim bebek istiyor olusum, 30 yasinda olmam (evet kabul ediyorum, cok gec bir yas degil!) ve dusuk hikayemin olmasi ile bunun bir daha tekrarlanma ihtimali endisesini ortadan kaldirmak icin bazi testleri yaptirabilecegimizi soyledi. Bazi testler dedigime bakmayin, bunlar bir hayli kapsamli testler; genel olarak, 3-4 dusukten sonra yapilan testler. 
Simdilik cikan sonuclar normal gorunuyor; folik asit stoklarimin ust sinirdan fazla olmasi disinda:) Ama daha onemli olan testlerin (kan pihtilasmasi, genetik gibi) sonuclari icin temmuz basina kadar bekleyecegiz. 
Ayrica, yaptigi muayenede buradaki doktorum dedigi gibi kistlerimin oldugunu da soylemedi; gayet temizmisim. Dolayisiyla, burada verilen Inofolic Combi yerine, normal folik asit almamin yeterli olacagini soyledi. Bu ay, yumurtlamadigim konusunda stres olmustum, her ne kadar 14. gunden sonra sicakligim hep yuksek seyretmis olsa da, yeterli CM'ye sahip olmayinca, telas yapmistim. Ama, sukur ki, sag yumurtaligim calismis! Hadi bakalim, sol kizim, sira sende bu ay ;)

Genel olarak doktor randevumu degerlerirsem: Insanin kendi insaniyla anlasmasi gibisi yok! Tabi doktorumun da oldukca guven telakki edici olmasinin payi var bunda. 
Simdi diger sonuclarin cikmasini bekliyoruz heyecanla.
Bir de yeni dongunun heyecani var. Umutlu bir heyecan. Duali bir heyecan...

(Bir sonraki yazi da, Turkiye'deki surec boyunca bebeklerle, hamilelerle imtihanim olsun:))

Friday, 30 May 2014

Gelgit

Hamile kalmaya calisirken yasamin 4 tane 7 gunden ibaret oluyor (ortalama olarak). Ilk 7, o dortluk icinde en etkisizi. Regl oluyorsun, onun bitmesini bekliyorsun, o kadar. Sonraki 7’lik onemli, fazlaca hem de. Aktivitenin tamami o 7’likte gerceklesiyor. Yumurtlama belirtilerini takip ediyorsun, baby dance aktivitelerini ayarlamaya calisiyorsun, stres oluyorsun, sinirli oluyorsun. Pirrr diye geciyor  o 7’lik. Son iki 7’likse tam bir bekleme iskencesi. Sicaklik olcumlerinden tut da, vucudundaki en kucuk bir segirmeye kadar her turlu belirtiyi degerlendirme, stres olma, umutlu olma, umutsuz olma, bosverme, bosverememe…Her duyguyu o iki 7’lige sigdiriyorsun.7’likler bitince, ya basa, ya da baska bi yola…

Belirsizlik icinde olmak cok zor. Umutsuz olmak cok daha zor. Hayatimin hic bir evresinden umutla bu kadar uzak kaldigimizi hatirlamiyorum. Ben ki hep kendimi pozitif dusuncelerle cevreler, kotuleri uzaklastiririm, bu defa yapamiyorum. Icimde hep bir korku, hep kotu bir sey olacakmis endisesi...Bir baska endise de, fazla hisli olmam ve o hislerin gerceklesmesi. Biri dusuyor aklima, “ya acaba soyle mi”, bi sure sonra oyle oldugunu ogrenyorum. 6. his de, aptala malum olur de, tesaduf de... Boyle olmasi, diger endiselerimin de gerceklesebilecegini dusundurerek daha da endiselendiriyor beni; fena donguye girdim.

Bazen daha cok yazayim icimi dokeyim diyorum, bazen kapan icine, bunu kendi icinde cozmelisin diyorum.

Gelgitlerden cok yoruluyorum...


Thursday, 22 May 2014

2.Dongu

Yogun bir donemdi su son bir kac hafta. Doktora derdi, diger dertlerimin uzerini kapatti. Ama , unuttum, hic dusunmedim desem yalan olur; hep aklimin bi kosesindeydi.
30 Nisan’da doktora gittim; fiziksel olarak her sey yolunda mi diye... Tahlil sonuclari da cikmisti: bir dolu tip terimi (hem de Italyanca) arasinda secip anladiklarim beni korkutsa da, doktor dusuge neden olmus bir sebep olmadigini soyledi. Polikist bende de varmis; ama sendromsuzmusum. Tip dunyasi da bu konuda ikiye ayriliyormus: polikistin olmasi demek sendrom olmasi demek degil diyenlerle, polikist oldugu surece sendromu da olacak diyenler. Benim doktor ilk akimda. Zira duzenli dongulerimin olmasi, cok agrili olmamasi, kilo sorunu, killanma gibi problemlerimin olmamasi bana da sendromlu gibiymisim gibi gelmediJ
Doktorum cok genc, benden sadece 3 yas buyuk! Bu beni tedirgin ediyor ama cok da dert etmemeye calisiyorum. Normal bir surec gecireceksem bundan sonra, doktorun tecrubeli olup olmamasi degil, ilgisi, benimle iletisimi onemli.
Neyse... Doktor iki dongu daha beklememizi tavsiye etti. Ben +/- 1 dongude anlastim (kafamdaJ). Ayrica hem folik asit destegi, hem de polikistlere etki edecek Inofolic Combi’yi (http://www.inofolic.it/drupal/?q=en) verdi. Sitesinde verilen bilgiye gore; myo-inositol ve folik asit karisimi olan bu ilac, hormonal ve metabolik duzensizlikleri iyilestirip, donguleri duzenliyor ve fertiliteyi artiriyor. 3 kutu kullandim simdiden; gunluk iki kapsul olarak.
Peki simdi neler oluyor?

Alarm kurmus gibi 28 gunde baslayan ilk donguden sonra, ikinci dongu oyun oynuyor benimle! 3 gun gecikti. Hamilelik ihtimali yok. Sicaklik olcumlerime gore zamaninda yumurtlamistim ama degerlerimi FertilityFriend’e girdigimde bana baska bir yumurtlama gunu verdi, dongunun 22. gunu. Durum boyle olunca, dongum 28-29 gunden, 36-37’ye cikmis gibi gorunuyor.  Tam bir belirsizlik icindeyim, hic hoslanmiyorum. Cunku tez canliyim! Cunku bu dongu bitmeli ki yenisi baslasin! Cunku artik tekrar gemiye binmek istiyorum! Boylelikle neyin ne oldugu biraz daha belirginlesecek.  Bunlari soyledikten sonra da kendimi sabirli olmak icin telkin ediyorum; sabirli, sakin, rahat…Umarim!


update (ayni gun itibariyle): vucudumun oyununu anladim; onun icin post yapip, ilgimi ona odaklamami istiyor. Sonuc: yeni dongum basladi, hayirli olsun J